Hem Doktor, Hem Avukat, Hem de Mühendis Olunur mu?

İstanbul (Çapa) Tıp Fakültesine başladığımda aslında amacım TUS’ta kulak burun boğaz uzmanlığını kazanmaktı. Ancak seneler ilerledikçe anladım ki Türkiye’deki tıp eğitimi ne yazık ki tümüyle ezbere dayalı. Hatta yapılan uzmanlık sınavı da 6 yıllık emeğe değil; 6 aylık ezbere dayanıyor diyebilirim. Ayrıca zaman geçtikçe gördüm ki Türkiye’de de Amerika’daki gibi hasta şikayetleri artmaya başladı. Ben de hukuk fakültesine girmeye karar verdim. 2011 yılında Ankara Hukuk Fakültesi’ne başladım. İlk başlarda hukukta da tıp fakültesindekine benzer bir eğitim bekliyordum. Ancak sınavlara girmeye başladıkça anladım ki hukuk fakültesinde (bunu Ankara Hukuk Fakültesi için söylüyorum) ezber yok. Sınavlara sanki kopya çekiyormuş gibi girmeye başladık. Bazı sınavlarda kanunlar açık; bazılarındaysa tüm kitaplar açıktı. Tıp fakültesinden sınıf arkadaşlarım “Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesini söyle bakalım” gibi espriler yaptıklarında; “kanunu açıp bakmam lazım; internetten de bakabiliriz hemen” diyordum. Bu nedenlerle üniversiteye girişte tıp fakültesini, üniversiteden çıkışta da hukuk fakültesini çok sevdim diyebilirim. Çıkışta derken aslında çıkamadım üniversiteden. Hukuk fakültesi biter bitmez bu kez de hazırlığı iyi olan bir okul yazıyım dedim. Gelme olasılığı çok az olmasına rağmen iki tercih yaptım ve ikinci tercihim geldi: Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği. Çevremde hem doktor hem de avukat olan kişiler vardı; ancak şu ana kadar hem doktor, hem avukat, hem de mühendis olan birini duymamıştım. Bu ikincisini gerçekleştirmek için girmedim aslında mühendisliğe. Boğaziçi Üniversitesi’nin ingilizce eğitiminin güzel olduğunu duyduğum için arkadaşlarımın tavsiyesiyle girdim.