Tıp öğrencilerinin geleceği hakkında ki çalıştayın sonuç bildirgesi!

Türk Tabipleri Birliği tarafından düzenlenen “TUS ve Zorunlu Hizmet Çalıştayı” 21 Mayıs 2016 Cumartesi günü Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi (AÜTF) Cebeci Kampusu 50. Yıl Amfisi’nde gerçekleştirildi.

Çalıştaya; Hacettepe, Düzce, Ege, Ankara, Başkent, 19 Mayıs, Gazi, Okan, Marmara, Bezmi Alem, Süleyman Demirel, Ufuk, Yüzüncü Yıl, Osmangazi ve Turgut Özal Üniversiteleri Tıp Fakültelerinden yöneticiler, tıp eğitimcileri, ÖSYM temsilcisi, TTB, TTB Tıp Öğrencileri Kolu (TÖK), uzmanlık dernekleri temsilcileri, Türk Tıp Öğrencileri Birliği (Türk MSIC), tıp fakülteleri öğrenci temsilcileri, tıp öğrencileri ve hekimler katıldı.

Çalıştayda, kısa süre önce kamuoyuna yansıyan Sağlık Torba Yasa Taslağı’nda yer alan ve “TUS’u kazansanız bile zorunlu hizmeti tamamlamadan ihtisasa başlayamazsınız” anlamına gelen düzenleme, bunun yaratacağı sorunlar, TUS, zorunlu hizmet ve tıp eğitimi ele alındı. Daha önce konuya ilişkin olarak yapılmış olan anketin sonuçları katılımcılarla paylaşıldı. TUS’un olumlu ve olumsuz yanları, TUS’un tıp eğitimine etkileri, zorunlu hizmetin yarattığı güçlükler ve sorunlar değerlendirildi.

Çalıştayın sonunda bir bildirge hazırlandı. Bildirgede, TUS’a hazırlık sürecinin tıp eğitimini olumsuz etkilediği belirtilerek, “Uzmanlık eğitimini hedefleyen tıp fakültesi öğrencileri detay teorik bilgiyi ezberlemeye yönelmekte, fakültedeki bilişsel ve pratik beceri eğitimlerine daha az zaman ayırmakta, bu da hekimlik niteliğinde eksikliğe yol açmaktadır” denildi. TUS dersanelerinin, bu sistemin bir başka olumsuzluğu olduğuna değinilen bildirgede, öğrencileri tıp eğitiminden uzaklaştıran TUS dersanelerine ihtiyaç duyulmasının önüne geçilmesi ve dersanelerin kapatılması gerektiği kaydedildi. Bildirgede ayrıca, Sağlık Torba Yasası’nın tıp fakültesi mezunlarını ilgilendiren söz konusu düzenlemesinin geri çekilmesi istendi.

Bildirge, Türk Tabipleri Birliği tarafından Sağlık Bakanlığı’na ve sağlıkçı milletvekillerine ulaştırılacak. Ayrıca, Torba Yasa Taslağı’nda yer alan söz konusu düzenlemenin TBMM’de gündeme alınmaması istenecek.

Anket sonuçları için tıklayınız.


TUS ve ZORUNLU HİZMET ÇALIŞTAYI SONUÇ BİLDİRGESİ TASLAĞI
21 MAYIS 2016 ANKARA

Herkesin gereksinim duyduğu sağlık hizmetini alması için, Türkiye’nin her yerinde görev yapan ve yapacak olan hekimler ile tıp öğrencileri, bu hizmeti sürdürürken sistemin hem hizmeti veren hem de alan bakımından adil ve nitelikli olmasını önemsemektedir.

Sağlık torba yasa tasarısı taslağının 31. Maddesi Tıpta Uzmanlık Sınavı (TUS) kazanılsa dahi önce zorunlu hizmetin tamamlanması gerektiğini öngörmektedir. Sağlık Bakanlığı buna gerekçe olarak tıp fakültesinden mezun olduktan sonra hekimlerin sahada çalışarak becerilerini geliştirmelerinin amaçlandığını göstermektedir.

Bu çalıştayda TUS, zorunlu hizmet ve Bakanlık düzenlemesinin gerekçesi nedeniyle tıp eğitimi de ele alınmıştır.

Çalıştay sonunda aşağıdaki maddelerde görüş birliğine varılmıştır;

1- Mevzuata göre TUS, uzmanlık eğitimi almak isteyen adayların katıldığı yeterlik ve yarışma esaslarına dayanan merkezi yerleştirme sınavıdır.

TUS adaylar arasında fırsat eşitliği sağlayan, nesnel ve denetlenebilir bir sınav olarak korunup geliştirilmelidir. Ancak;

-Mevcut yapısıyla TUS, fakültedeki çok yönlü tıp eğitiminin sadece teorik bölümünü ölçmeye yönelik olan, tıp fakültesinde kazanılan bilişsel ve pratik becerileri ölçemeyen, adayları sıralama hedefine yönelik detayların sorulduğu teorik bir sınav halindedir.

– TUS’a hazırlık süreci tıp eğitimini olumsuz etkilemektedir. Uzmanlık eğitimini hedefleyen tıp fakültesi öğrencileri detay teorik bilgiyi ezberlemeye yönelmekte, fakültedeki bilişsel ve pratik beceri eğitimlerine daha az zaman ayırmakta, bu da hekimlik niteliğinde eksikliğe yol açmaktadır.

-TUS’a hazırlık dershaneleri, fakültenin ilk yıllarından itibaren öğrenci kaydetmekte, tıp fakültesi öğrencileri çok değerli zamanlarını, üstelik yüksek miktarlarda ücret ödeyerek sistematik tıp eğitimi olmayan bir başka sürece harcamaktadır.

– Mezuniyet öncesi tıp eğitimi kapsamı ile sınavın uyumlaştırılması sağlanmalıdır.

– Öğrencileri tıp eğitiminden uzaklaştıran TUS dershanelerine ihtiyaç duyulmasının önüne geçilmeli, dershaneler kapatılmalıdır.

2-Tıp fakültelerinde eğitimin niteliğine ilişkin sorunlar TUS’tan ibaret değildir. Bu sorunların çözümü için başta tıp fakültelerinin olanaklarını yeterli düzeye çıkarmak olmak üzere çok yönlü çalışmalara ihtiyaç vardır.

-Her hekim tıp fakültesinden mezun olurken yeterli mesleki donanıma, bilgi ve beceriye sahip olmalıdır.   

-Fakültelerin tıp eğitimi programlarının akreditasyonu özendirilmelidir. Akreditasyon şartlarının korunduğu düzenli olarak denetlenmelidir. Böylece, tıp fakültelerinin eksikliklerinin görülmesi ve tamamlanması kolaylaşacak, eğitimin niteliği gelişecektir.

-Tıp fakültelerindeki eğitimle sahadaki uyumsuzluk giderilmelidir. Tıp fakültelerinin eğitim programları ülkemizin her yerinde ve her sağlık kuruluşunda görev yapmaya hazırlanmayı sağlayacak çerçevede gözden geçirilmelidir.

3- Sağlık torba yasa tasarısı taslağının 31. Maddesi yasalaşırsa;

– Eğitim hakkı engellenmiş olacaktır.

– Uzun yıllar süren tıp eğitimi sonucunda mesleğini elde edebilen hekimlerin yaşamlarını planlamaları daha da gecikecektir.

– Adayların yerleşmeye hak kazandığı kadrolar zorunlu hizmet süresince boş olarak bekletilecektir. Bu durumda fakültelerde ve eğitim araştırma hastanelerinde asistan hekim sayısı azalacak, rotasyon planları bozulacak, sağlık hizmeti ile paralel yürüyen ve zaten ağır sorunları bulunan uzmanlık eğitim programları aksayacaktır.

-Maddenin gerekçesinde belirtilen “Hekimlerin uzmanlık eğitimi öncesinde bilfiil meslek icrası suretiyle somut olarak tababet yeteneklerinin artırılması amacı” kabul edilemez. Tababet yeteneklerinin yetersizliği iddiasıyla hekimleri birinci basamak sağlık hizmetlerinde ve acil servislerde görevlendirerek tıp eğitimindeki bu açığı kapatmayı önermek halk sağlığını hiçe saymaktır.

-Zorunlu hizmet, tıp fakültesindeki eğitimin bir parçası/devamı değildir. Hekimlerin ihtiyaçlar doğrultusunda görevlendirildikleri birbirinden farklı pek çok görev yerinde çalışmaları mezuniyet sonrası eğitim olarak görülemez.

Mezuniyet sonrası eğitim de tıp eğitimi gibi yapılandırılmış ve standart bir eğitim olmalı, denetlenebilmeli, sağlık otoritesi tarafından finanse edilmelidir.

 

4-Sağlık hizmeti ihtiyacı gönüllü olarak karşılanmalıdır.  

– Sağlık otoritesinin,  gereksinime uygun, akılcı, adil iş gücü planlaması yapma ve talep eden hekimleri istihdam etme yükümlülüğü vardır.

İhtiyaç duyulan bölgelerde çalışmak özendirilmeli, çalışma şartları düzeltilmeli, hekimler ülkemizin her yerinde nitelikli, erişilebilir sağlık hizmeti verebilmek için gerekli olanaklara sahip olmalıdır.

-Bağımsız bir disiplin olan birinci basamak hekimliği özendirilmeli, mezuniyet sonrası eğitim yapılandırılmalıdır. Bu alanın uzmanlık sınavını kazanamayanların çalıştığı bir alan olduğu algısı yıkılmalıdır. Birinci basamak hekimliğinin saygınlığının artmasıyla uzmanlık talebi azalacak ve hekim dağılımı dengelenecektir.

 “TUS’u kazansanız bile önce zorunlu hizmeti tamamlamanız gerekir” anlamındaki yeni düzenleme hazırlığı hizmetin gerekleri ile uyumsuz ve hekimlerin haklarını ihlal eden niteliktedir. Toplum sağlığını geliştirmeyecek nitelikteki bu taslak maddesi gündemden çekilmelidir.

 

 

Bunu Okudunuz mu?

Tıp eğitiminde taş devri: ‘Öğrenci çok altyapı yok’

Genel Sağlık-İş, ülkede verilen tıp eğitimiyle ilgili çalışma yaptı. Ortaya çıkan çarpıcı sonuçlar, ülkenin dört …

Mart 2022 TUS’ta tercih yapacaklara SB’dan müjde!

  Bu gönderiyi Instagram’da gör   TIP Öğrencileri Platformu ⚕️🩺 (@tipfakcom)’in paylaştığı bir gönderi

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.