Tedavi edilmediÄinde adeta “sessiz katile” dönüÅen, damar yataÄına hasar vererek etkilerini yıllar içinde gösteren hipertansiyon, eriÅkin nüfusun yüzde 35’ini etkiliyor. Uzmanlar, tuz tüketimini azaltıp egzersizi artırarak hipertansiyonun kontrol altına alınabileceÄini belirtti.
Hipertansiyon konusundaki bilinci artırmaya, erken tanının önemini vurgulamaya ve hipertansiyonu olanlarda meydana gelebilecek olumsuz sonuçları azaltmaya yönelik her yıl 17 Mayıs’ta “Dünya Hipertansiyon Günü” kapsamında etkinlikler düzenleniyor. En sık görülen kronik hastalıklardan biri olan ve damarlardaki kan basıncının normalden fazla olması Åeklinde tanımlanan hipertansiyon, Dünya SaÄlık Ãrgütü verilerine göre dünyada 10 kiÅiden yaklaÅık 3’ünde görülüyor. Tanı konulmayan ve tedavi edilmeyen hipertansiyon, böbrek, beyin, kalp ve damar sisteminde kalıcı hasar yaratabiliyor ve bu nedenle küresel bir halk saÄlıÄı sorunu olarak kabul ediliyor. 17 Mayıs Dünya Hipertansiyon Günü kapsamında bu yılın teması, “Tansiyonunuzu Düzenli Ãlçtürün, Daha Uzun YaÅayın” olarak belirlendi.
“ÃOCUKLARDA DA ÃEÅÄ°TLÄ° NEDENLERLE YÃKSEK TANSÄ°YON GELÄ°ÅEBÄ°LÄ°YOR”
BaÅ dönmesi, baÅ aÄrısı, kalp aÄrısı, kulak çınlaması, nefes darlıÄı, çift veya bulanık görme, burun kanamaları, düzensiz kalp atıÅları hipertansiyonun en sık rastlanan belirtileri olarak gösteriliyor. ÅiÅmanlık, sigara ve alkol kullanımı, stres, yetersiz fiziksel aktivite, saÄlıksız beslenme alıÅkanlıkları, aÅırı tuz kullanımı, diyabet ve yaÅlılık, hipertansiyonun en önemli nedenleri arasında yer alıyor. Ãnlenebilir ve tedavi edilebilir hastalıklardan biri olan hipertansiyonun mutlaka hekim tarafından takip edilmesi öneriliyor ve 18 yaÅından büyük saÄlıklı eriÅkinlerin yılda en az bir kez, hipertansiyon tanısı almıŠeriÅkinlerin ise her muayenede kan basıncını ölçtürmesi gerektiÄi ifade ediliyor. Yüksek tansiyonun kontrol altına alınmaması halinde inme, kalp krizi, kalp hastalıÄı, böbrek yetmezliÄi, bilinç bozukluÄu, körlük ve damarlarda anevrizma geliÅmesine neden olabileceÄi vurgulanıyor. Ãocuklarda da çeÅitli nedenlerle yüksek tansiyon geliÅebileceÄi ve 3 yaÅından itibaren tüm muayenelerinde tansiyonunun ölçtürülmesi tavsiye ediliyor. Tütün ve alkol kullanılmaması, saÄlıklı beslenme, düzenli egzersiz, tuz tüketiminin azaltılması, fazla kilo veya ÅiÅmanlık gibi etkenlerin ortadan kaldırılmasıyla yüksek tansiyonun kontrol altına alınabileceÄi belirtiliyor. Bunlar yeterli olmadıÄı takdirde hekim kontrolünde ilaç baÅlanması, düzenli muayene ve tetkiklerle hastalıÄın takip edilmesi, ilaçların önerilen dozda ve sürede aksatılmadan kullanılması gerektiÄine iÅaret ediliyor.
“HAREKETÄ° ARTIRMALI, Ä°LAà KULLANMALI VE TUZ TÃKETÄ°MÄ° AZALTILMALI” Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Hüseyin BozbaÅ, “Yıllar içinde yüksek seyreden kan basıncı tedavi edilmezse atardamarlarımızın iç tabakasında yavaÅ yavaÅ hasara neden olur. Yüksek seyreden kan basıncı çoÄunlukla hastalarda hiçbir Åikayete neden olmaz. Sinsice damar yataÄımıza hasar vererek etkilerini yıllar içinde gösterdiÄinde hipertansiyon ‘sessiz katil’ olarak nitelendirilebilir.” dedi. Hipertansiyonun yaygın görülen bir hastalık olduÄuna iÅaret eden BozbaÅ, Åunları kaydetti: “EriÅkin nüfusun yaklaÅık yüzde 35’inde hipertansiyon vardır. Ä°lerleyen yaÅla birlikte hipertansiyon sıklıÄında da ciddi artıŠgörülmektedir. 50 yaÅın üstündekilerin yüzde 50’sinde, 60 yaÅını geçenlerin yüzde 60’ında hipertansiyon görülmektedir. Hipertansiyonu etkili bir Åekilde tedavi etmek ve hastalıÄın getireceÄi riskleri ortadan kaldırmak için hareketi arttırmalı, ilaç kullanmalı ve tuz tüketimi azaltılmalı.”
Devamı: “Sessiz katil” hipertansiyon eriÅkin nüfusun yüzde 35’ini etkiliyor (Dünya Hipertansiyon Günü)
Kaynak: NTV