Peki hekim kimdi? Herkes bilir miydi bizi ?…

Dr.Nurgül BALDEMİR’kaleminden…

Son günlerde intiharını duyduğumuz meslektaşlarımız beni de üzdü. Vaktinde öğrenciyken yazdığım bir yazı vardı onu hatırladım galiba biz bunca iş yükü altında bazı değerleri kaybediyoruz. Sizlerle paylaşmak istedim…

HEKİM OLMAK

Henüz gerçek anlamda hekim değilim belki ben.
Ama yolun başındayım da diyemem.
Fakülteye attığım ilk adımla, başlangıçtan biraz uzaklaşmama rağmen,
Her gün bu mesleğe tekrar başlıyorum fark etmeden.
Sonu olmayan bir yolda, yoldayım yine bu satırları yazarken…

Hekim dedim;
Çünkü insanlar her şeyin doktoru olabilirler;
Hatta kendi kendilerinin bile doktoru olanlar vardır.
Ama tıp doktoru olmak, bir yarayı sarmak, biz hekimlerin işi.
Buydu işin gerçeği.
Peki hekim kimdi? Herkes bilir miydi bizi ?…

Kimseler bilmez aslında, kimseler anlamaz bizi.
Bizim birbirimizi bildiğimiz gibi.
Hatta bazen, biz bile anlayamayız ne yazık ki kendimizi…
Bir meslektaşımızın, mesleğimize düşürdüğü gölgeye anlam veremeyiz bazen,
Bazen de, aklımız almaz ”insan” denen gerçeği…
Tabip, hoca, uzman, doçent, profesör yahut doktor…
Ne derseniz deyin.
Bilgimizi, fikrimizle aydınlatmasak;
İçinde sağlam bir yürek taşımasak;
O beyaz önlükler de , ”hekim” yapmaya yetmez bizi…

Biz hekimiz…
Adımızın önüne yazılan uzun laflar değil bizi hekim yapan.
Biz; bir ateşin düştüğü yeri de biliriz.
O ateşin, kimin canını yakacağını da.
Kimseler bilmese de, kimseye belli etmesek de;
O ateşin, bizim ciğerimize düştüğünü de biliriz.
İçin için yanarız; ama yine tebessüm ederiz.
İnsanlarla, insanlığımızı paylaşırız…
Onlarla beraber güleriz, şifaya kavuştuklarında.
Onlar görmese de, onlarla ağlarız tüm sıkıntılarında.
Biz hekimiz çünkü;
Güçlü olmak zorundayız her durumda ve her şartta.
Bize duyulan güvene layık olmak aslında bütün çabamız da.

Başkaları adına karar veren mevkiyiz çoğu zaman.
Karar verirken elimizde bir değil, belki onlarca hayatı tutan biziz.
Kütüphaneler dolusu bilginin içinde yoğrulup,
Her doğrunun, her yerde geçerli olmadığını bilen biziz.
Onlarca metottan kendimize yol çizerek, en doğru yolu benimseyerek;
”Kendimiz” olduğumuz için.
Kimseye benzemediğimiz için,
Biz, ”biz” olabildiğimiz için hekimiz…
Kendimize yetemediğimiz için, birbirimize destek olduğumuz için hekimiz…
Koskoca dünyaya sığmayan ama bir kalbe girebilen değerlerle;
Kocaman bir ekip olduğumuz için hekimiz…

Yaşlı bir amca, kendi hasta olduğu halde,
kendinden evvel,elinden tutup eşini hastaneye taşıdığında;
Sevgiyi biliriz biz.
Biz güveni biliriz; hastamız, ellerimizi sımsıkı tuttuğunda.
Umudu biliriz; bir çocuğun adı kalp nakli için listeye yazıldığında…
Yenidoğan servisinde dünyaya erken gelmiş bebeği,
sadece kırk gram kilo alabilsin de, çocuğunu
rahatça kucaklayabilsin diye
günlerce bekleyen anneyi görünce; annelik nedir biz
biliriz…
Bir babanın, çocuğu ameliyat olacağı zaman, kaç gün işe gidemeyeceğini,
Bir eve kaç gün hüzün yağacağını biz biliriz…
Sevdiklerinin ameliyattan çıkmasını bekleyenleri,
Duayı duaya ekleyenleri görünce; biz elimizde nasıl büyük hayatlar tuttuğumuzu biliriz…
Günlerce uykusuz hastamızı düşünürken,
İyi haberini almadan , yemek dahi yiyemezken;
Biz biliriz,sorumluluk ne demek.
Hakkari’den, Van’dan; Ankara’ya hastamız nasıl geldi biz biliriz…
Bir anne babanın dokuz evlada baktığını, ama dokuz evlattan birinin,bir annenin halini hatrını sormadığını biliriz biz.
O anne bize ” Evladım” dediğinde biliriz biz evlat ne demek,
Şefkat ne demek…
Biz biliriz, yalnızlık ne demek…
Can teslim etmek ne demek…
Çaresizlik ne demek , biz biliriz…

Siz, her gün yeniden başlamak nedir bilir misiniz hayata?
Tüm bildiklerinizi unutup;
Sadece ”Hastalık yoktur, hasta vardır.” diyerek
her insanın her yönüyle eşsiz, benzersiz olduğuna şahit oldunuz mu hiç siz?
Aynı ilaca, aynı tedaviye, aynı hastanın bile farklı yanıt vermesiyle her gün en baştan koyuldunuz mu siz hiç yola?
Biz; umut bağlanmış hayatlar erken bitmesin diye,her gün tekrar başlarız yaşamaya…

Her sabah doğumhanede kaç bebeğin ağlamasına sevindiğimizi bilir misiniz siz?
O ağlamanın kaç kişiyi hayata bağladığını?
Ağlamanın da bir nimet olduğunu bilir misiniz?
Bazı acıların, can yaksa da şifa olduğunu;
ağrının bile bir lütuf olduğunu bilir misiniz?

Bilir misiniz hiçbir şeyin sebepsiz olmadığını?
Her hastanın, her hayatın bize bir dakikada öğrettiklerinin,
ömrümüzce okusak da öğrenemeyeceğimiz kadar kıymetli olduğunu ,
ne çok kedere, ne çok sevince tanık olduğumuzu bilir misiniz?
Kapısından girdiğimiz her odada, kaç hayata şahit olduğumuzu?
Her visitte, kaç yaşama dokunduğumuzu?
Bilir misiniz siz bunca güzel işin ardında saklı uykusuzluğumuzu, yorgunluğumuzu,
ama yine de suskunluğumuzu, yine de mutluluğumuzu…
Kendimize, ailemize ayıramadığımız zamanların bizim içimizi nasıl burktuğunu ?
Kaç nöbette ailemizi yalnız bırakıp, hastamızın yanına koştuğumuzu…
Bilir misiniz siz bizim ”hekim” olduğumuzu ?..

Bizi paranın pulun değil; bu değerlerin hekim yaptığını,
Ve bunca emeğin parayla ölçülemeyeceğini,
değer biçilemeyeceğini bilir misiniz siz?…
‘Değer mi şimdi bunca eziyete?’ diyordunuz değil mi?
‘Değer mi bu zamanda hekim olmaya?’

Değer evet.
Eğer bir çocuk hala hastalıktan ağlıyorsa,
bir aile heyecanla bebek bekliyorsa eğer,
için için sızlıyorsa kanayan yaralar,
Karanlıklar ışık umuyorsa,
ve o umut; sizin dudaklarınızdan çıkacak kelimelere bağlıysa;
Dünyada her gün depremler, savaşlar, kazalar, hastalıklar can yakıyorsa;
İçinizdeki ses, sizi bir yerlerde şifaya çağırıyorsa ,
kalbiniz bunları düşündükçe daha bir umutlu çarpıyorsa eğer ,
o depremleri kalbinizin derinliklerinde hissedebiliyorsanız,
Değer…

Hekim olmak; herkesin yandığı bir yerde,su olmak demek.
Bilmediğimiz, tanımadığımız insanların evladı, annesi, babası,
belki arkadaşı, sırdaşı, en yakını olmak demek…
Hepsinden önce gerçekten ‘’insan’’ olmak demek.

”Ey bu yola yüreğini ekmiş olan,
Şifaya ancak,vesile olabilecek olan,
Bırakma; tut elinden yoluna çıkanların.
İzin ver, elini tutsun sana ihtiyacı olanlar.
Sen, hekim olmayı dilemişsen,
Bir yarayı sarmaksa niyetin;
Yeni yaralar açma.
Bil ki bütün ilimler kendini bilmekle başlar,
Kendini tanımadan, derman arama sen de bir yaraya.”

Yeni yaralar açmadan,
Önce zarar vermeden;
Kendimizi bilerek,
İnsana, insanca yaklaşmak,
Yaradan’ın en güzel yarattığına O’nun nazarıyla bakmak ,
ve verilmiş en kıymetli armağan olan sağlığımıza hak ettiği değeri vermek dileğiyle…

Stj.Dr.Nurgül Baldemir
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi – 2012

Bunu Okudunuz mu?

2020 TIP KAZANANLAR! Kim nereyi kazandı?

2020 ÖSYS yerleştirme sonuçları açıklanmış olup, Tıp fakültesini kazanan arkadaşlarımızı öncelikle tebrik ederiz.Bu zorlu 6 …

Bu işi yapmak ister misiniz? Kaç paraya yapardınız? İZLEYİN

Hekimlerin çalışma şartları meslek ismi verilmeden anlatıldı ve halka soruldu: Bu işi yapmak ister misiniz? …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.