Türkiye’de Acil Servis Doktoru Olmak!

Türkiye’de Acil Servis

Ben bir Acil Servis doktoruyum.Yani sağlık sisteminin gettolarında çalışıyorum.Trajı komik bir tiyatro oyunudur yaşadıklarımız ve hergün yeni bir sahneyi baştan oynarız.Bu ülkede doktor olmak hele birde Acil servis doktoru olmak fevkalade özveri istiyor malesef.

Tintinalli’de yazmaz çoğu muayne ve tedavi metotları , günlük hayattan ve günlük reflekslerden ortaya çıkar ve kör topal gider öylece.

Mesela; ishaldir hasta, 18 tane yakını tarafından bu zehirlendi denilerek acil kapısınıda kırıp gelirler yanına.Merak edip sorarsın “Bu ilk ishaliniz mi?” diye.Sen bile meraklanırsın.Boğaz ağrısı ile gelen hasta mesela “Ateşim var, yanıyorum der” termometre onun alnında 36 yı gösterır, kendı alnında 40 dereceyi gösterir. Başkasının başı çatlıyordur ve genelde hayatının en şiddetli baş ağrısıdır.Fakat beyin tomografisi çekıldikten sonra ancak anlatır kaynanası ile kavgasından sonra olduğunu.Hatta hiç tedavi vermeden tomografı sonrasında düzelir aniden, şaşırır kalırsın.Beş dakika sonra hasta ölüyor diye acile son sürat giren tofaş ın içinden bir hasta getirirler,Sorarsın ne oldu diye; ” Sinir krizi geçiriyor hoca ne duruyorsun müdahale etsene” diye bağırır birtanesi.Entübe mi etsem diye sorarsın kendi kendine ve böyle sürüp gider…
İstisnasız psikopat tipler acile girdiğinde güvenlik görevlisi ya tuvalettedir yada yemekte. Kala kalırsın bir başına, uyuyamıyorum diyen hastaya karın muaynesi yaparken bulursun kendini.Bir keresinde senkop ile gelen torbacıya rektal muayne yapacağımı anlattım “Ben bıraktım abi o işleri” diye cevap verdi.Kızarıp pancar gibi oldum.Bağımlı ve psikopatlardan bahsetmişken sigara,alkol ve hatta madde bağımlılığından daha tehlikeli olanı ise serum bağımlılığıdır ve malesef tedavisi çok zor bir hastalıktır.Bunlar kocayla tartışınca, oğlu kpssyi kazanamayınca, komşu altın gününe çağırmayınca serum ile rahatlarlar ve başka hiçbir tedaviye cevap vermezler.Hemşire takar serumu beş dakikada kendine gelirler fakat bununla kalmazlar; serum gitmez, damar yoluna kan dolar,serum yavaş akar,hızlı akar kavga edip dururlar serumla sonuçta hemşire error verir…

Aslında en çok ilginç bulduğum; esas acil hasta olan kalp krizleri, beyın kanamaları, şeker komaları kapının önünde oturup sırasını bekler hatta bazı ishal,iki yıllık ayak ağrısı,yüzündeki sivilce gibi şikayetlerle gelen hastalara sırasını verenini bile gördüm.Ne sıra isterler ne kavga ederler.Triajın ağır beyefendileridir onlar.

Aslında acil demek yokluk demektir bu sistemde, hasta gelir hemşire yoktur vital ölçülmez, personel yoktur hasta röntgene gidemez, röntgenci ya yoktur yada cihaz bozuktur bazen ikiside birlikte de olabiliyor.Kan verilir sonuçlar çıkmaz, bir bakarsın biyokimyacı sloganını haykırır ” -makine bozuk”.Sonra konsultan gelir, serviste yer yoktur, küvöz yoktur kadın doğumcu merakta, post op yoğun bakım yoktur cerrah 25 yaşında apandisti istemez, hasta danışırsın kalp damar cerrahına “pompa yok” der.Küfür mü etti anlamazsın.Nefrolojinin diyaliz yeri yoktur, ürolojı benlik birşey yok diyince beyin cerrahisine mi göstersem deyip gülümsersin kendi kendine fakat tüm bu yokluklarda sen ve hasta kalırsınız baş başa ve ilginçtir genelde tüm bunları bilir kişi edasıyla hasta yakını izler.Olmayan herşeyden sorumlu sensin yani malum oradaki kalan tek sorumlu kişisin.”Bağırır neden yok bunlar kardeşim.” diye.Bu sorunun bile cevabı yoktur aslında.

Sonuçta ülkemizde Acil Servislerin bizzat acil hasta olarak yöneticilerin nöbet tuttuğu bir acile başvurması lazım tedavi için fakat sıra bugün mü gelir yarın mı bilemem…

Ass Dr Sarper YILMAZ

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.