Eskişehir’de bulundu: 4 bin 500 yıllık ağrı kesici

<![CDATA[<img src="https://cdn1.ntv.com.tr/gorsel/1A09bLYCbUmK60TuLcA7RQ.jpg?width=1200&mode=crop&scale=both" class="type:primaryImage" alt="Eskişehir'de bulundu: 4 bin 500 yıllık ağrı kesici" /><p>Eskişehir'de, milattan önce 3 binli yıllara dayanan Anadolu'nun ilk şehir yapılanmasının gün yüzüne çıkarıldığı Küllüoba Höyüğü'ndeki kazılarda, 4 bin 500 yıl önceye ait içinde ağrı kesici ilaç saklandığı belirlenen kaplar bulundu. Uzmanlar, çeşitli ağrı kesicilerin yapılmasında ve içilmesinde kullanıldığını gösteren verilere ulaştıklarını söyledi.</p><section class="type:slideshow"><figure><img src="https://cdn1.ntv.com.tr/gorsel/2Ix2Q1gv-kiGhV_eFuAPbw.jpg?width=1200&amp;mode=crop&amp;scale=both" width="1200" /><figcaption>Eskişehir Seyitgazi ilçesi Yenikent Mahallesi'nde, ilk Tunç çağına ilişkin yürütülen Küllüoba kazıları, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü'nün izniyle 1996'da başladı.</figcaption></figure><figure><img src="https://cdn1.ntv.com.tr/gorsel/-PznmW1bLk6u1VF5t5R8ew.jpg?width=1200&amp;mode=crop&amp;scale=both" width="1200" /><figcaption>Geçen zamanda, kazı alanında ilk Tunç çağının kültürel özelliklerini ortaya çıkaran pek çok buluntu saptanırken, aynı zamanda 5 bin yıl önce Anadolu'daki şehirleşmeyi gösteren kanıtlar gün yüzünü çıkarıldı.</figcaption></figure><figure><img src="https://cdn1.ntv.com.tr/gorsel/tCVPj40pf0S1XJT5n3RyKA.jpg?width=1200&amp;mode=crop&amp;scale=both" width="1200" /><figcaption>Ayrıca kazılarda radyokarbon verilerinin milattan önce 3 bin 200'e dayandığını belirlenen 100'ün üzerinde mezar, çok sayıda gömü tespit edildi.</figcaption></figure><figure><img src="https://cdn1.ntv.com.tr/gorsel/k6qF3a7ZxEKWWgsw4T9QSg.jpg?width=1200&amp;mode=crop&amp;scale=both" width="1200" /><figcaption>Bu yıl da sürdürülen kazılarda, Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesi (BŞEÜ) öncülüğünde, Hacettepe Üniversitesi Antropoloji Bölümü Batman ve Konya Selçuk Üniversitesi öğretim üyeleri ve öğrencilerinden oluşan 30 kişilik ekip yer alıyor.
Arkeolojik kazılarda gün yüzünü çıkarılan kaplar ise detaylı incelemeye alındı. Kapların birinde 4 bin 500 yıl önce ağrı kesici olarak kullanılmış ilaç kalıntısına rastlanıldı.</figcaption></figure><figure><img src="https://cdn1.ntv.com.tr/gorsel/MsCWKgA8T0O4n__XNxAVgg.jpg?width=1200&amp;mode=crop&amp;scale=both" width="1200" /><figcaption>BŞEÜ Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi ve Küllüoba Höyüğü Kazı Başkanı Doç. Dr. Murat Türkteki, mezarlık çalışmalarının yanı sıra alanda özellikle yerleşmenin 4 bin 500 yıl önceki uluslararası ilişkilerini, bölgelerarası ilişkilerini anlayabilmek için yoğun çalışma yürütüldüğünü söyledi.</figcaption></figure><figure><img src="https://cdn1.ntv.com.tr/gorsel/21bc1HTJAUSddk4MmBv-vg.jpg?width=1200&amp;mode=crop&amp;scale=both" width="1200" /><figcaption>Bu çalışmalarda özellikle bölgelerarası ticaretle ilgili bazı buluntulara ulaştıklarını belirten Doç. Dr. Türkteki, "Yine bu ticaretle yayılan bir başka olgu da ritüel çukurları, tören çukurları ya da adak çukurları olarak isimlendirdiğimiz çukurlardı. Buluntular içerisinde özellikle çift kulplu bir içecek kabı diyebileceğimiz 'depas formu' da saptanan formlar arasında. Bu form üzerinde yapmış olduğumuz bazı analizler, bize bunların çeşitli ağrı kesicilerin tüketilmesinde kullanıldığını gösteriyordu" dedi.</figcaption></figure><figure><img src="https://cdn1.ntv.com.tr/gorsel/BRUxDiJE0kiri6kQBhmsAw.jpg?width=1200&amp;mode=crop&amp;scale=both" width="1200" /><figcaption>Arkeolojik kazının, sadece arazideki çalışmalarla sınırlı olmadığını ve özellikle kazı evinde ve laboratuvarlarda detaylı çalışmalar yürütüldüğünü anlatan Türkteki, şunları kaydetti: "Özellikle bu ritüel çukurları içerisinde hayvan kemikleri, mesela bu sene çıkan buluntular içerisinde kızıl geyik boynuzlarını sayabiliriz. Domuz, keçi, koyunun da bu çukurlar içerisine konulduğunu biliyoruz. Bunlarla beraber bazı içeceklerin de tüketilmesinde kullanılan kapların yine bu çukurlar içerisine bırakıldığını söyleyebiliriz."</figcaption></figure><figure><img src="https://cdn1.ntv.com.tr/gorsel/sg4jqfQZoECAGSKVpDqqLw.jpg?width=1200&amp;mode=crop&amp;scale=both" width="1200" /><figcaption>Türkteki, yaptıkları analizlerde ağrı kesicinin bulunduğu depas formunun, özellikle İç Batı Anadolu'da ve yoğun olarak Eskişehir bölgesinde milattan önce 2 bin 500'lerden itibaren yoğun olarak görülen bir form olduğunu söyledi.
Türkteki sözlerine şu şekilde devam etti:
"Bir taraftan Orta Anadolu'nun güney bağlantısı ile Suriye'ye ulaşıyor, diğer taraftansa Kuzeybatı Anadolu'ya, Troya'ya ve Ege dünyasına da ulaşan bir form sonrasında orada çok popüler olmuş bir form. Ancak köken bölgesi Eskişehir veya İç Batı Anadolu, diyebiliriz. Bugüne kadar saptadığımız örnekler Eskişehir Arkeoloji Müzesi'nde sergileniyor."</figcaption></figure><figure><img src="https://cdn1.ntv.com.tr/gorsel/K4p6iFacKUCSLoguE7vhsA.jpg?width=1200&amp;mode=crop&amp;scale=both" width="1200" /><figcaption>Kazı ekibindeki Konya Selçuk Üniversitesi Fen Fakültesi Biyokimya Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İsmail Tarhan, bulunan kap ve içindeki ağrı kesici kalıntılarına ilk kez rastlanıldığını söyledi. Bu sonucun detaylı analizlerle ortaya çıktığını belirten Tarhan, şöyle konuştu: "Küllüoba'da ele geçen bu 4 bin 500 yıllık depas kaplarında da analizlerimizi gerçekleştirdik ve günlük kullanımdan ziyade daha çok tıbbi amaçlı diyebileceğimiz moleküller tespit ettik. Bu moleküllerde özellikle yeşil yapraklı bitkilerden gelen haşhaştan, zeytinyağından gelen biyomoleküller ağırlıktaydı. Hatta bunlardan çok meşhur bir ağrı kesicinin etken maddesi olan salisilik asidi bile bu kaplarda."</figcaption></figure><figure><img src="https://cdn1.ntv.com.tr/gorsel/CK0JgXOSQUCBw1oTxJbsoQ.jpg?width=1200&amp;mode=crop&amp;scale=both" width="1200" /><figcaption>Eski yazılı kaynaklar da şifalı otların şifalı yağlarla karıştırılıp ilaç, merhem şeklinde kullanıldığının bilindiğini ancak fiziksel kanıt olmadığını kaydeden Tarhan, "Tıbbi kullanıma yönelik malzemelerin, bir kanıt sağlayabilecek bulguları ilk kez Küllüoba'da keşfetmiş olduk. Genelde bu tarz kaplarda bitkisel, hayvansal ağırlıklı yağlar tespit edilir. Ama biz depas kaplarında ağrı kesici özelliği olan etken maddeleri çokça tespit ettik ki bu da bir şekilde tıbbi medikal amaçlı bir ürünün kaplarda muhafaza edildiğini gösterdi" diye konuştu.</figcaption></figure><figure><img src="https://cdn1.ntv.com.tr/gorsel/PELndhE2z0aH7xAK8EiN1w.jpg?width=1200&amp;mode=crop&amp;scale=both" width="1200" /><figcaption>Öte yandan Küllüoba Höyüğü'ndeki arkeolojik kazılarda, 4 bin 500 yıl önce içinde ağrı kesici ilaç saklandığı belirlenen kaplara ilişkin detaylı bilimsel çalışma, uluslararası hakemli dergide de yayımlandı.</figcaption></figure><figure><img src="https://cdn1.ntv.com.tr/gorsel/8bJMNgpwdUOwlOBafzx4zA.jpg?width=1200&amp;mode=crop&amp;scale=both" width="1200" /></figure></section>]]

Devamı: Eskişehir’de bulundu: 4 bin 500 yıllık ağrı kesici

Kaynak: NTV

Bunu Okudunuz mu?

24 Eylül 2024 günün öne çıkan sağlık haberleri…

Sağlık alanında en güncel gelişmeler, Türkiye ve dünyadan en önemli sağlık haberleri, sağlıklı zayıflamak için …

Kastamonu'da girişimsel radyoloji hastalar ameliyatsız tedavi olabilecek

Kastamonu Eğitim ve Araştırma Hastanesi Girişimsel Radyoloji Ünitesi’nde uygulanan anjiyo yöntemiyle kanser başta olmak üzere …

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.