Türk bilim adamları, baÅta kanser tanı ve tarama testleri olmak üzere pek çok endüstride kritik sarf malzemesi olarak kullanılan ve 100 yıldır muadili geliÅtirilemeyen bir maddeye alternatif olabilecek yeni bir molekül keÅfetti- Söz konusu buluÅ, 2016’da
ANKARA (AA) – GÃKSEL YILDIRIM – Türk bilim adamları, baÅta kanser tanı ve tarama testleri olmak üzere pek çok endüstride kritik sarf malzemesi olarak kullanılan ve yaklaÅık 100 yıldır muadili geliÅtirilemeyen bir maddeye alternatif olabilecek yeni bir molekülün keÅfine imza attı.
Nanoteknoloji ve yaÅam bilimleri alanında Türkiyeânin ilk Ar-Ge ileri teknoloji firmalarından biri olan ve ODTà Teknokent’te faaliyet gösteren Nanobiomed Kurucu Direktörü Doç. Dr. Gürer Budak ve Patolog/Ãrolog Dr. Mehmet Budak öncülüÄünde yürütülen bilimsel çalıÅmalar sonucunda keÅfedilen Prextrolin adı molekül, uluslararası marka ve patentle de tescil edildi. Amerikan Kimya DerneÄi tarafından da onaylanan molekül, Türkiyeâden çıkan bir teknoloji ürünü olarak adını tüm dünyaya duyurdu.
Günümüzde baÅta kanser olmak üzere pek çok hastalıÄın tanısında, muayene ve rutin laboratuvar iÅlemlerinin ardından yapılan histo-patolojik tetkiklerler, hastalıÄa kesin tanı konulması ve tedavi protokollerinin belirlenmesinde âaltın standartâ olarak kabul ediliyor. Hematoxylin maddesi ise bu amaçla tüm dünyada en çok kullanılan ve Åimdiye kadar doÄal ya da sentetik herhangi bir alternatifi geliÅtirilememiÅ tek ürün olarak dikkati çekiyor. Bu önemli sarf malzemesine deÄiÅik endüstrilerde yoÄun talep olmasına raÄmen, hammadde kaynaÄının tropikal yaÄmur ormanları olması nedeniyle global ihtiyacı karÅılayabilecek üretim yapılamıyor.
19. yüzyılın ikinci yarısında 100 bin ton olan Hematoxylin hammadde üretimi iklim deÄiÅiklikleri, tropikal orman yangınları ve üretim yetersizliÄi nedeniyle günümüzde 2 bin 500 tona kadar düÅtü. Hematoxylinâin özellikle tıpta kritik bir sarf maddesi olmasından dolayı, geçmiÅte yaÅanan 3 ayrı kıtlık döneminde hastalıkların patolojik tanısında büyük sorunlar yaÅandı.
Türk bilim adamları tarafından geliÅtirilen Prextrolin ise orta iklim kuÅaÄında kolaylıkla yetiÅen Papaver rhoeas (gelincik) bitkisinden ileri teknoloji kullanılarak sentezlenen yeni bir âdoÄal kaynaklıâ molekül olarak Hematoxylinâe çok önemli bir alternatif oluÅturuyor. Prextrolin’in, tıbbi amaçlı kullanımı dıÅında tekstil, gıda, elektronik, kozmetik ve ilaç endüstrilerinde de yoÄun biçimde tercih edilmesi bekleniyor.
Prextrolin, hastalardan alınan örneklerde hücre çekirdeÄindeki DNAâya moleküler düzeyde baÄlanarak mikroskop altında detaylı hücresel tanı parametrelerinin ortaya çıkmasını saÄlayan renklendirici bir “biyolojik belirteç” gibi davranıyor.
Bilim ve endüstri dünyasında büyük heyecan yaratan söz konusu buluÅ, kanser tanısı ve yaÄmur ormanlarının korunmasına yapacaÄı katkılar nedeniyle geçen yıl Amerika BirleÅik Devletleri’nde “SaÄlık Alanında Yılın Sürdürülebilir Ãrünü” ödülünü kazandı. Yeni bir doÄal kaynaktan, çevreye duyarlı yöntemlerle elde edilen ve Åimdiye kadar keÅfedilmemiÅ yeni bir kanser tanı molekülü olan Prextrolin, geçen ay yine Amerika BirleÅik Devletleri’nde “2017-Büyük Ä°novasyon” ödülünü kazanarak, baÅarısını uluslararası düzeyde tescil ettirdi.
– Türkiye için bir ilk
Doç. Dr. Gürer Budak, AA muhabirine yaptıÄı açıklamada, yaklaÅık 10 yıl süren çalıÅmalar sonucunda kanser tanı ve tarama testlerinde kullanılabilecek yeni bir ürüne ulaÅtıklarını söyledi. Prextrolinâin ülkemizdeki ilk fonksiyonel molekül keÅfi olduÄunu vurgulayan Budak, “DoÄal bir kaynaktan, daha önce bilinmeyen bir molekülün izole edilip gösterilmesi ve endüstriyel fonksiyonunun net olarak tanımlanması ülkemizde ilk kez gerçekleÅiyor” dedi.
Budak, Prextrolinâin nadir sayıda buluÅ için geçerli olan, aynı anda bilimsel, sosyal, ekonomik ve çevresel boyutta paradigma deÄiÅikliÄi yapabilme potansiyeline sahip bir ürün olduÄunu söyledi.
Prextrolinâin tıbbi uygulamalarının dıÅında en önemli etkilerinden birisinin çevre ve ekolojik denge üzerinde olacaÄını belirten Budak, Åöyle konuÅtu:
âHematoxylinâin hammaddesi tropikal Logwood aÄaçlarından elde ediliyor. Bu aÄaçların endüstriyel olarak kullanılabilir büyüklüÄe gelmesi 20-30 yıl sürüyor. 19. yüzyıla kadar tüm dünyada geniÅ bir coÄrafyada yetiÅen Logwood aÄaçları günümüzde yalnızca Meksika ve Karayip Adaları yaÄmur ormanlarında görülüyor. Hematoxylin elde etmek için olgun aÄaçlar kökten kesilip talaÅ haline getiriliyor ve bu durum dünya mirası yaÄmur ormanlarının korunması açısından ciddi bir tehdit oluÅturuyor.
Tüm dünyada Hematoxylinâe olan ihtiyacın artmasına raÄmen tropikal yaÄmur ormanlarından elde edilen hammadde tedarikinin sabit kalması nedeniyle nihai ürünün market fiyatı astronomik düzeylere çıkıyor. Bu durum pek çok endüstriyi daha ucuz ama sentetik, toksik kimyasallar kullanmaya zorluyor. Sonuçta insan ve çevre saÄlıÄı üzerinde telafisi imkansız zararlar ortaya çıkıyor. Prextrolin’in ise çevreye duyarlı yeni bir ürün olup, kendisinin ya da endüstriyel atıklarının ekolojik denge üzerinde hiçbir zararlı etkisi bulunmamaktadır.”
– Gelincik çiçeÄi yaÄmur ormanlarını da koruyacak
AraÅtırmalarında üretimi kolay, iklimsel deÄiÅikliklerden etkilenmeyen doÄal bir kaynaktan yola çıkarak, bu alandaki ihtiyaca cevap verebilecek yeni bir tıbbi tanı ürününün geliÅtirilmesi üzerinde durduklarını anlatan Dr. Gürer Budak, “Asıl büyük buluÅ ve baÅarının bu olduÄunu söyleyebiliriz. Bunu yaparken gururla söylüyorum ki üzerinde çalıÅtıÄımız pek çok doÄal kaynak arasında, DNA baÄlanma kapasitesi en yüksek olan moleküler yapıları sadece gelincik çiçeÄinden elde edebildik. Prextrolin adını verdiÄimiz bu molekülün öncül kimyasal yapılarını ülkemizde kolaylıkla yetiÅen gelincik bitkisinden izole ettik. Anadolumuzun simgesi olan gelincik çiçeÄi dünyanın en önemli kanser tanı molekülünün kaynaÄı olacak. Bu sayede gelincik çiçeÄi yakın gelecekte çok uzaklardaki yaÄmur ormanlarının korunmasında da önemli bir görev üstlenecek.” deÄerlendirmesinde bulundu.
– Hastalıkların tanı ve tedavi maliyetleri azalacak
Budak, Hematoxylin’in pek çok firma tarafından farklı formüllerle üretilerek piyasaya sürüldüÄünü, oysa ürünün saflıÄının, sentezi kadar kritik olduÄuna dikkati çekerek, Åunları kaydetti:
“Hematoxylin patentli bir molekül olmadıÄı için yüzlerce firma tarafından yüzlerce farklı marka altında ve deÄiÅik saflıkta piyasaya sunulmaktadır. EÄer kullanılan molekülün saflıÄı ve hücreye, nükleusa tutunma performansı yeterli deÄilse konu teknisyenlerin ve hekimlerin yükü haline gelmektedir. Muhtemel bir tanı hatası ya da yetersiz yorum hastanın tedavi protokollerinin yanlıŠplanlanmasına neden olmakta ve telafisi imkansız sonuçlar ortaya çıkmaktadır.
Buna karÅılık yüksek saflıkta Hematoxylin tercih edildiÄinde ürünün 100 gramının satıŠfiyatı 420-430 avroya kadar çıkmaktadır. Ãrünün saflıÄından kaynaklanan sorunlardan kaçınalım derken, bu sefer de yüksek test maliyetleri ile karÅılaÅılmaktadır. Prextrolin’in hammadde kaynaÄının doÄada kolay yetiÅen bir bitki olması ve patentli bir molekül olarak son ürünün her durumda en yüksek saflıkta üretilmesi nedeniyle daha düÅük bir maliyetle ve yüksek kalitede piyasaya sürülmesi mümkün olacaktır. Bu da özellikle kanser tanı ve tarama testleri baÅta olmak üzere diÄer hastalıkların tanısı ve diÄer endüstriyel kullanım alanlarındaki maliyetlerin azalmasını saÄlayacaktır. Bu ve benzeri pek çok sebeple Prextrolin yakın bir gelecekte tıpta önemli bir tanı koyucu ‘biomarker’ olarak yerini alacaktır.”
Gürer Budak, hammadde kısıtlılıÄının çözülmesi sayesinde Prextrolin’in tekstil, gıda, elektrik-elektronik, kozmetik ve ilaç üretimi alanlarda da yaygın olarak kullanılabileceÄini belirtti.
– Türkiye için yeni bir endüstriyel tarım ürünü
Ortaya çıkardıÄı bilimsel ve tıbbi çözümlerin yanı sıra ekonomik deÄerinin de bu molekülü önemli hale getirdiÄini ifade eden Budak, Åu deÄerlendirmelerde bulundu:
“Prextrolinâin bilimsel öneminin yanında çok büyük bir ekonomik deÄeri de söz konusudur. Muadil ürünün tıbbi uygulamaları ve nadir kullanılan diÄer endüstriyel uygulamaları da dikkate alındıÄında toplam market deÄerinin 10 milyar avro olduÄu hesaplanıyor. Tüm patent hakları koruma altına alınan Prextrolin’in yakın bir tarihte piyasaya sürülmesiyle birlikte yaklaÅık 10 milyar avroluk bir pazara hitap etmesi bekleniyor. Bunun ülkemiz için yüksek teknolojiye dayalı önemli bir katma deÄer olduÄunu düÅünüyorum.
Prextrolinâin ekonomik deÄerini arttıran diÄer önemli unsur, molekülün izole edildiÄi doÄal kaynakla ilgili. Hammadde sentezinde kullandıÄımız bitkinin Åimdiye kadar dünyada ve Türkiye’de herhangi bir endüstriyel kullanımı olmamıÅtır. Bu kapsamda deÄerlendirdiÄimizde gelincik için yeni bir endüstriyel tarım ürünü tanımlaması yapabiliriz. Sonuç olarak ülkemiz hem yüksek teknolojiye dayalı bir ürünün ihracından elde edeceÄi katma deÄere hem de bu ürünün üretilmesi amacıyla baÅlatılacak tarımsal faaliyetlerden kaynaklanan yeni bir ekonomik girdiye sahip olacaktır.”
– Pazara çıkmak için geri sayım
Gürer Budak, ürünün teknolojik olgunluk seviyesinin endüstriyel prototip düzeyinde olduÄunu belirterek, bundan sonraki süreçte en fazla 24 ay içinde standardizasyon ve sertifikasyon iÅlemlerinin tamamlanarak, son ürünün uluslararası pazarlara sunulabilecek aÅamaya geleceÄini bildirdi.
Ãrünün endüstriyel seri üretimi için uluslararası iÅ birlikleri yaptıklarını ifade eden Dr. Budak, bu amaçla ODTà Teknokent bünyesinde optimizasyon ve validasyon çalıÅmaları baÅlattıklarını söyledi.